27 Kasım 2012 Salı

ZEYTİNYAĞLI PORTAKALLI KEREVİZ



 
     Kereviz, genellikle kokusu nedeniyle sevilmez. Portakal, kerevizin kokusunu ve keskin lezzetini hafifletip, nefis bir aroma veriyor. Ben zeytinyağlı kereviz pişirirken portakal suyu  da kullanırım. Size de denemenizi tavsiye ederim.

    * Kuru soğan yerine, 10-12 tane arpacık soğan kullanabilirsiniz.


    ZEYTİNYAĞLI PORTAKALLI KEREVİZ

     2 adet orta boy kereviz
     1 orta boy soğan
     1  havuç
     1 limon
     1  portakalın suyu
     1 kahve fincanı zeytinyağı
     1 çay kaşığı toz şeker
     bi tutam tuz

  
    1- Derince bir kaseye su doldurun ve yarım limon suyu ilave edin.

     2- Kerevizleri soyun ve istediğiniz büyüklükte dilimleyip limonlu suya atın.

     3- Kereviz saplarının ve yapraklarının taze kısımlarını yıkayın, doğrayın.

     4- Havucu ve soğanı soyup  doğrayın.

     5- Yayvan bir tencereye en alta soğan, üzerine havuç ve kereviz olacak şekilde sıralayın.

     6- Sap ve yapraklarını doğrayıp en üste serin.

     7- Yarım limon suyu, portakalın suyu, yağı, tuz ve şekeri bir kasede iyice karıştırın.

     8- Hazırladığınız sosu tenceredeki sebzelerin  üzerine gezdirin.

     9- Kısık ateşte kerevizler ve havuçlar yumuşayana kadar pişirin.

     10- Tencerenin kapağını hiç açmadan soğutun. Soğuk veya ılık servis yapın.


24 Kasım 2012 Cumartesi

DAVET SOFRAM

       
  
     İstanbul'dan gelen sevgili misafirimiz :)) için kuruldu soframız. Menüde sütlü mercimek çorbası, köz kırmızı biber, zeytinyağlı enginar çanağı, domatesli acı biber turusu, yeşil salata, yoğurtlu patlıcan ezme, ara sıcak olarak paçanga böreği, ana yemek olarak fırında kaşarlı biftek ile mantarlı pilav vardı. Tatlı olarak çikolatalı elma tatlısı sofrada yerini aldı.


23 Kasım 2012 Cuma

KUZU ETLİ ŞEVKETİ BOSTAN YEMEĞİ


   Şevketi bostan; Ege pazarlarında sık rastlayabileceğiniz bir sebze. Toplanması ve temizlenmesi oldukça zor bir diken cinsi. Kökü topraktan kazılarak çıkarıldıktan sonra; dışı soyuluyor, içindeki sert kısım kesiliyor, yaprakları temizleniyor. Pazarlarda temizlenmiş vaziyette, su dolu kapların içinde satılıyor. Çünkü; sudan çıktıktan kısa bir süre sonra,  pembe bir renk alıyor. Bu nedenle, aldığınız şevketi bostanı hemen pişirmeyecekseniz, su dolu bir kap içinde muhafaza etmeniz gerekiyor.
    Şevketi bostana ot demek, aslında onun ağırlığını hafife almak demek . Piştiğinde doyumsuz bir lezzeti olan bu bitki, resmen bağımlılık yapıyor. Haşlanıp üzerine limon, zeytinyağı sosu ile yapılan salatası, yoğurtlu ezmesi çok harika olmasına rağmen, en bilinen şekli kuzu eti ile pişirilen yemeği. Dana eti ile pişirilebilse de, bana göre kuzu eti şevketi bostanın olmazsa olmazı.

    * Bu yemeği düdüklü tencerede pişirin, çünkü şevketi bostanın kökleri odunsu ve serttir.

     * Kuzu eti sevmiyorsanız, dana eti de kullanabilirsiniz.:((

     * Etsiz olarak zeytinyağlı yemeğini de yapabilirsiniz.

     * Haşlayıp üzerine limon suyu ve zeytinyağı dökerek salata olarak da tüketebilirsiniz.

     * Haşlanmış şevketi bostanı, süzme yoğurt ile karıştırarak yoğurtlu salata yapabilirsiniz.



     KUZU ETLİ ŞEVKETİ BOSTAN YEMEĞİ

   
     1 kg şevketi bostan
     yarım kg yağsız kuzu eti 
     1 tane kuru soğan
     2 kaşık zeytinyağı
     1 limon suyu
     1 çorba kaşığı un
     bi tutam tuz

  
    1- Şevketi bostanı iyice yıkayın ve istediğiniz büyüklükte doğrayın.

    2- Kuru soğanı yemeklik doğrayın, soğanı zeytinyağı ile hafifçe kavurun.

     3- Etleri soğanın üzerine ilave edin, suyunu salıp çekene kadar kavurun.

     4- Etler kavrulunca şevketi bostanı ilave edin ve bir iki dakika çevirin.

     5- Tuz ve tenceredeki malzemelerin üstünü hafifçe örtecek kadar suyu ekleyin.

     6- Yaklaşık  40-45 dakika pişirin. (Düdüklü tencere kullanın.)

     7- Sürenin sonunda, tencereyi açıp köklerin yumuşayıp yumuşamadığını kontrol edin.

     8- Limon suyunu ve unu biraz su ilavesi ile çırpın.

     9- Şevketi bostan yumuşadığında sosu tencereye döküp beş dakika daha kaynatın.

                                                                                                                                                                       
                       

22 Kasım 2012 Perşembe

TAVUK SUYU


  
      İyi çorba yapmanın olmazsa olmazı, et veya  tavuk suyudur. Evde yapılan lezzetli, katkısız tavuk suyunun yerini hiç bir şey tutamaz. Hazır satılan bulyon kullanmaktansa kendi tavuk suyunuzu yapıp dondurmak hem daha sağlıklı, hem de son derece kolay.
    Tavuk suyunuzun daha lezzetli olması için;  mutlaka kemikli tavuk parçaları kullanın. Hatta, tavukçudan ya da kasabınızdan sadece tavuk kemikleri alarak da tavuk suyu yapabilirsiniz.
     Tavuk suyunu lezzetlendirmek için; kuru soğan, kereviz sapı, havuç kullanabilirsiniz. Patates gibi nişastalı besinler, tavuk suyunu bulanıklaştırdığı için kullanılması pek tavsiye edilmiyor.Maydanoz, defne yaprağı, kekik, tane karabiber gibi baharatlar ve bitkilerle de tavuk suyunuzun lezzetini arttırabilirsiniz.
     Tavuk suyu hazırlamak için; malzemeleri tencereye koyun, hızlı ateşte bir taşım kaynatıp altını kısın. 1 saatten az olmamak koşulu ile kısık ateşte kaynatın. Bu arada üstte oluşan köpükleri bir kevgir yardımı ile alın ve atın.
     Tavuk suyunun altını kapatıp çökmesini bekleyin ve soğuyunca süzgeçten geçirin. Buz kalıplarında veya ağzı kapalı plastik kaplarda, birer kullanımlık olarak dondurun. (Tavuk etlerini de parçalayıp dondurabilirsiniz.) 
     Kullanmak istediğinizde; bir gece öncesinden dondurucudan alın ve buzdolabının içine alın. Aceleniz varsa direk çorbanıza, yemeğinize ekleyebilirsiniz.

     * Tavuk suyunuzu dondurucuda iki aya kadar saklayabilirsiniz.

     * Cam kaplar dondurmaya müsait değildir, çatlar.

     * Buz kaplarında dondurduktan sonra, küpleri buzdolabı poşetine dökerek saklayabilirsiniz.


     TAVUK SUYU YAPMAK

     1 kg tavuk kemiği veya parçaları
     3 litre su
     1 kuru soğan
     1-2 adet havuç
     2 kereviz sapı
     yarım demet maydanoz
     tane karabiber

     1- Tüm malzemelri derin bir tencereye alın ve  hızlı ateşte bir taşım kaynatın.

     2- Üstünde oluşan köpükleri kevgir yardımıyla alıp atın.

     3- En az bir saat kaynatın. Vaktiniz varsa süreyi daha da uzatabilirsiniz.

     4- Altını kapatın ve ılımasını bekleyin.

     5- Ilıklaşan tavuk suyunu ince bir süzgeçten süzün.

     6- Tek kullanımlık kaplara doldurun ve dondurucuya alın.



21 Kasım 2012 Çarşamba

PANCAR SAPI-YAPRAĞI KAVURMASI


    Tüm Ege'de, özellikle İzmir'de anlatılan bir hikaye vardır; Giritli ve ineğin hikayesi. Bostana bir inek, bir de Giritli girmiş. Bostancıya "hangisini çıkaralım?" diye sormuşlar. Bırakın inek kalsın, Giritli'yi çıkarın demiş.
     Gerçekten biz Ege'de Giritli olalım olmayalım, her türlü otu yeriz. Kavururuz, haşlarız, yemeğini yaparız, böreğini yaparız, sararız, hatta bazı otların turşusunu bile yaparız. 
    Otların hiç bir kısmını ziyan etmeden değerlendiririz.Pancar aldığım zaman da sap ve yapraklarını atmaya kıyamıyorum, değerlendirmek için değişik yemekler yapıyorum. Hatta bazen sadece yaprakları için pancar alıyorum. Kavrulmuş pancar sapları ve yapraklarından sarımsaklı yoğurtlu salatasını ya da yumurtalı kavurmasını yapıyorum. Bulgur veya pirinç ilave edilen yemeği de çok lezzetli oluyor. 
   

     * Ot yemeklerinin olmazsa olmazı zeytinyağıdır. İyi kalite zeytinyağı kullanmanızı tavsiye ederim.

     * Pancar kavururken kuru soğan yerine iki pırasanın beyaz kısımlarını kullanabilirsiniz.


      PANCAR SAPI- YAPRAĞI KAVURMASI

     1 kg pancarın sapı ve yaprakları
     1 büyük kuru soğan 
     3-4 kaşık zeytinyağı
     1 tutam tuz

     1- Pancar saplarının taze kısımlarını yıkayın ve istediğiniz büyüklükte doğrayın.

     2- Yaprakları temizledikten sonra ayrı bir kaba ince ince kıyın.

     3- Soğanı yemeklik doğrayın, zeytinyağı ile birlikte yayvan bir tencereye alın ve kavurun.

     4- Önce sapları ilave edin ve tencerenin kapağını kapatın. 

     5- Pancar sapları hafifçe yumuşayınca, yaprakları ilave edin. 

     6- Yapraklar ölüp saplar iyice yumuşayınca tuzunu ilave edin ve ocağı kapatın.

     7- Yoğurtla birlikte ılık veya soğuk servis yapın.



20 Kasım 2012 Salı

KURU DOMATESLİ MAKARNA


    Dilimizin algıladığı bilinen dört tat var; acı, ekşi, tatlı, tuzlu. Bir de beşinci tat denilen tat var ki baştan çıkarıcı, yedikçe yediren... Hazır gıdaların pek çoğuna yapay olarak (monosodyum glutamat) eklendiği için bağımlılık yapan bir tad. Bu tad bazı sebzelerde, et, kümes hayvanları, deniz ürünlerinde doğal olarak bulunuyor ve adına umami de deniyor. Domates glutamat bakımından en zengin besinlerin başında geliyor. Domatesin tüm dünyada bu kadar yaygın kullanılma nedeni bu olsa gerek. İşte bu lezzeti  içinde taşıyan  domatesle yapılan makarna da yiyene mutluluk veriyor ve baştan çıkarıyor:))
 

   *( Ben kuru domatesi ılık su ile 1 saat bekletip süzüyorum. Küçük bir kavanoza bir sıra kuru domates bir çay kaşığı kadar kekik olmak üzere sıralıyorum. Kavanozun en üstüne sızma zeytinyağı döküp buzdolabında muhafaza ediyorum. Salataların üzerine, davet yemeklerinde iştah açıcı olarak, makarna soslarında kullanıyorum. Kuru domatesli makarna yaparken domatesleri doğruyorum, sarımsakla soteleyip makarnaya ilave ediyorum. Kekiğin aroması makarnaya harika bir lezzet katıyor ve makarnanın hazırlanma süresi oldukça kısalıyor.) 
 

    KURU DOMATESLİ MAKARNA

    yarım paket makarna
    6-7 adet kuru domates
    1 diş sarımsak
    3-4 kaşık sızma zeytinyağı
    1 bardak rendelenmiş peynir
    bi tutam kuru kekik
    bi tutam maydanoz
    bi tutam tuz


    1- Kuru domatesleri bir saat ılık suda bekletin veya 5 dakika haşlayıp süzün.

    2- Makarnayı bol, tuzlu suda  haşlayın. Makarnanın suyundan yarım bardak ayırıp süzün.

    3- Kuru domatesleri küçük küçük  doğrayın, sarımsağı ezin.

    4- Zeytinyağında  kuru domates ve sarımsağı bir-iki dakika soteleyin. Makarna suyunu ilave edin.

    5- Makarnayı tencereye ekleyin, sos ile iyice karıştırıp servis tabağına alın.

    6- Üzerine rendelenmiş peynir ve ince kıyılmış maydanoz serperek servis yapın.


19 Kasım 2012 Pazartesi

ELMALI ÇİKOLATA SOSLU TATLI



     Hem yapımı hem de sunumu son derece kolay bir meyveli, çikolatalı tatlı ile haftaya başlamak istedim. Tarif sevgili komşum Ayşe tarafından, İstanbul'dan ziyaretimize gelen çok özel konuğumuz için yapıldı.:))

     * Elmalar golden elma olursa tatlı daha lezzetli oluyor.

     * İsterseniz kahverengi şeker kullanabilirsiniz.
   

     ELMALI ÇİKOLATA SOSLU TATLI

     5 adet elma
     10 adet çokoprens
     toz şeker
     1 tarçın çubuğu
     2-3 adet karanfil
     1 paket çikolata sosu
     fındık, ceviz,..vs

 
     1- Elmaları soyun ve geniş bir tencereye çekirdek yuvaları yukarı bakacak şekilde yerleştirin.

     2- Her birinin üzerine birer tatlı kaşığı toz şeker serpin.

     3- Tencereye bir fincan su, bir tarçın çubuğu, 2-3 adet karanfil ekleyin.

     4- Kısık ateşte elmalar hafifçe yumuşayana kadar pişirin.

     5- Çokoprenslerin her iki yüzünü tenceredeki haşlama suyuna batırın, servis tabağına alın.

     6- Elmaları, yuvarlak kısımları üste gelecek şekilde çokoprenslerin  üzerlerine yerleştirin.

      7- Çikolata sosunu üzerindeki talimatlara uygun olarak hazırlayın.

      8-  Tatlının üzerine çikolata sosunu dökün ve buzdolabına alın.

      9- Dövülmüş fındık, ceviz, toz antep vs. serperek soğuk servis yapın.




   

18 Kasım 2012 Pazar

MUTFAKTA DİKKAT EDİLMESİ GEREKENLER

   Mutfak bir evin en önemli noktası, kalbidir. Evde yaşayan tüm fertlerin yiyeceklerinin  içeceklerinin saklandığı, hazırlandığı ve pek çok zaman tüketildiği noktadır. Bu nedenle mutfakta hijyen en önemli konuların başında gelir. Gıdalarımızı saklarken, hazırlarken, pişirirken dikkat edersek mutfağımızda daha sağlıklı yemekler üretebiliriz. İşte dikkat edilmesi gereken noktalar:
     
    * Mutfakta kullanılan mutfak bezleri mümkünse her gün değiştirilmelidir.

    * Mümkünse kağıt havlu kullanılmalıdır.

    * Mutfak lavabosu sık sık temizlenmelidir.

    * Mutfak bankosu temiz bez ile silinmelidir.

    * Yumurta, tavuk, balık, et ellediğimizde ellerimiz hemen sabunlu su ile yıkanmalıdır.

    * Et, tavuk, balık kesme tahtaları cam, silikon gibi pürüzsüz olmalı ve kolay temizlenebilmelidir.

     *Mümkünse et, balık, tavuk için ayrı, sebze  için ayrı kesme tahtaları kullanılmalıdır.

    * Bu tür gıdalara elle dokunmamakta yarar vardır. Tek kullanımlık eldivenler kullanılabilir.

    *Özellikle ellerinizde açık yara varsa et, tavuk, balık, süt gibi gıdalarla temas etmekten kaçınmalısınız.

  * Süt, peynir, krema, tereyağı, kaymak gibi gıdalar da çok kısa sürede bozulabilen gıdalardır. Bunları buzdolabının dışında uzun süre bırakmamalısınız.

    * Mutfakta çöp kutusu varsa; mutlaka ağzı kapalı olmalı ve her gün boşaltılmalıdır.

    * Çöp kutusunda sağlam ve bu iş için üretilmiş olan çöp torbaları kullanılmalıdır.

    * Yemek pişirirken yemeklerin tadına her seferinde temiz kaşıkla bakılmalıdır. 

    * Yemek hemen tüketilmeyecekse, oda sıcaklığına gelir gelmez buzdolabına alınmalıdır.

   *Isıtıldıktan sonra tekrar buzdolabına alınan yemekte hızla bakteri ürer, bu nedenle ne kadar tüketilecekse o kadar ısıtılmalıdır.

    * Buzdolabına konan yiyeceklerin üstü kapatılmalıdır.

    *Bulaşıklar lavaboda bekletilmemeli; durulanıp bulaşık makinasına konmalı veya hemen yıkanmalıdır.

    * Bulaşık makinasına bulaşıklar konduktan sonra bekletilecekse; ağzı kapalı olarak bekletilmelidir.

    * Tencerelerin, tavaların kaplamalarında çizilme, bozulma varsa kesinlikle kullanılmamalıdır.

    * Çatlak- kırık tabak, bardak vs. yaralanmalara neden olabileceğinden kullanılmamalıdır.   

   *Besinlerin tüketim tarihlerine dikkat edilmelidir. Son tüketim tarihi geçen gıdalar kullanılmamalıdır. 

    * Gıdalarımızı hazırlarken iyi kalite su kullanmalıyız.

    * Meyveleri ve sebzeleri iyice yıkandıktan sonra, bir süre sirkeli suda bekletmenizde yarar vardır.



16 Kasım 2012 Cuma

HAMUR KIZARTMASI (KEÇİ AYAĞI)

   Fotoğraf

    Yağda kızarmasına rağmen, bu kadar hafif ve içine yağ çekmeyen, başka bir hamur işi var mıdır bilmem? Hamur kızartmasının adı bizim evde keçi ayağı:)) Yanında peynir ve domatesle doyumsuz bir atıştırmalık.
   Annelerimizin bir dönem çok sık yaptığı, unutulmaya yüz tutan bu hamur kızartması. Şimdilerde, hem hamur işlerinden, hem de kızartmalardan uzaklaştığımız doğrudur. Arada sırada da olsa, kendinizi ve çocuklarınızı bu klasik lezzetten mahrum etmeyin.

  *Aşağıda verilen ölçüler yaklaşık dört kişilik. Kalabalıksanız ölçüyü çoğaltın.

   *Çok hızlı kızarıyor, bu nedenle hamurun hepsine şekil verdikten sonra kızartma işlemine başlayın.


    HAMUR KIZARTMASI ( KEÇİ AYAĞI)

     1 yumurta
     1 su bardağı yoğurt
     1 çay kaşığı karbonat
     1 çay kaşığı tuz
     aldığı kadar un
     kızartmak için sıvı yağ


     1- Yumurta, yoğurt, tuz ve karbonatı bir yoğurma kabına alıp karıştırın.

     2- Ele yapışmayacak bir hamur haline gelene kadar  un ekleyerek yoğurun.

     3- Vaktiniz varsa, hamurun üstünü kapatın ve yarım saat dinlendirin.

     4- Hamuru fazla ince olmayacak şekilde açın, istediğiniz şekilde kesin.

     5- Kızartma tavasına, iki parmak derinliğinde sıvı yağ koyup kızdırın.

     6- Hamurları yağa atın ve kızartın. Peçete serdiğiniz servis tabağına alın ve sıcak servis yapın.

   

13 Kasım 2012 Salı

PEYNİRLİ MAKARNA


  Makarna tek başına tüketilebileceği gibi; pek çok sos, peynir ve sebze hatta et, tavuk, balıkla  zenginleştirilebilen bir yiyecek. Böyle hazırlanan makarnalar tek başına bir öğün olabilir.
      Peynirli makarna ise makarnanın en basit ve yalın hallerinden biri. Kızımın tam bir makarna sever olması nedeniyle bizim evde de oldukça sık pişer makarna. Biz peynirli makarnayı karpuz veya üzümle yemeyi çok seviyoruz. Üzümle peynirli makarna yemeyi denemediniz mi? Hemen bir makarna yapmanızı, üzerine bolca peynir rendelemenizi ve yanında üzümle yemenizi tavsiye ederim.

  * Makarnada kullanacağınız peyniri damak tadınıza uygun olarak seçebilirsiniz.

  * Makarnaya tuz eklemeden önce peynirin tuzunu mutlaka kontrol edin.

  * Peynirli makarnaya ceviz ve doğranmış maydanoz çok yakışıyor.

  * Ben makarnada tereyağı- zeytinyağı karışımını kullanıyorum. Siz istediğiniz yağı kullanın.

  * Makarnayı paketin üzerindeki süre kadar haşlayın ve süzün.

  * Süzdüğünüz makarnayı yıkamazsanız daha lezzetli oluyor.

 
     PEYNİRLİ MAKARNA

    yarım paket makarna
    1 çorba kaşığı tereyağı
    2 çorba kaşığı zeytinyağı
    1 su bardağı rendelenmiş peynir (İzmir tulum)
    bi tutam tuz

 
    1- Derin bir tencerede suyu kaynatın. Kaynayan suya tuzu ve makarnayı ekleyin.

    2- Peyniri rendeleyin. Maydanozu yıkayın ve incecik kıyın.

    3- Yağı geniş bir tencerede eritin. Sıvı yağı ekleyip hafifçe kızdırın.

    4- Haşlayıp süzdüğünüz makarnaları tencereye alın ve karıştırın.

     5- Servis tabağına alın, üzerine rendelenmiş peyniri serpin ve sıcak servis yapın.



12 Kasım 2012 Pazartesi

BALKABAĞI ÇORBASI


    Bir insan pazara gidince kaç çeşit kabak alır bilmem ama ben her çeşidinden alırım.Tabii ki mevsiminde olanlardan.   Pazarcı amca bile bana "Kabakçı hoş geldin." diye sesleniyor artık. Şu anda yuvarlak bahçe kabakları ve bal kabağı mevsimi. Urla pazarına bu mevsim bahçe kabağı getiren tek satıcı ve ben her hafta bıkmadan kendisinden kabak almaya devam ediyorum.
    Takdir edersiniz ki; bu kadar kabak sever birisi olarak, bal kabağını sevmemem imkansız. Kış gelince de bal kabağından çeşitli yemekler yapıyorum. Tatlısı, mücveri ve çorbası en çok sevdiklerimiz. İlk tarif olarak çorbadan başlamak istedim ve mercimekli bal kabağı çorbası pişirdim.

    * Aynı tarifi, isterseniz hiç mercimek kullanmadan da yapabilirsiniz.

    * Çorbanıza damak tadınıza göre muskat, zencefil, kimyon, kırmızı biber ekleyebilirsiniz.

    * Servis sırasında kaselere krema ekleyebilirsiniz.


     BALKABAĞI ÇORBASI

     yarım kg bal kabağı
     1 kuru soğan
     1 patates
     1 havuç
     1 kapya biberi
     2 bardak su
     1-2 kaşık tereyağı (kullanmasanız da olur)
     1 tatlı kaşığı toz kırmızı biber
     bi tutam tuz


    1- Tüm sebzeleri soyun ve iri parçalar halinde doğrayın. Sebzeleri derin bir tencereye alın.

    2- Suyu ilave edin ve sebzeler yumuşayana kadar pişirin. Tuzunu ekleyin.

    3- Blender ile sebzeleri püre haline getirin ve çorbayı tekrar ocağın üstüne alın.

    4- Tuz, kırmızı biber ve tereyağı ekleyin. Kıvamını kontrol edip ocaktan alın.

 

9 Kasım 2012 Cuma

ZEYTİNYAĞLI PIRASA



     Zeytinyağlı pırasa yemeği, kış mevsimi boyunca bizim evde hemen her hafta pişer. Özellikle eşimin çok sevdiği zeytinyağlı pırasa, çok kısa sürede hazırlanabilen bir yemek.
    Ben pırasa pişirirken, düdüklü tencere kullanmayı tercih ediyorum. Tüm hazırlık ve pişme aşaması yarım saati bile almadığı gibi, lezzeti de farklı oluyor. Tüm malzemeyi çiğden koyuyorum ve 10 dakika kadar pişiriyorum. Ocağı  kapatıp, soğuyana kadar tencerenin ağzını açmıyorum. Yemeğin tencerede soğumasına izin verdikten sonra servis tabağına almak, lezzeti katlayan bir püf noktası. Eğer vaktiniz varsa,bir gece dinlendirdikten sonra tüketmenizi tavsiye ederim. Unutmayın, ay ışığı gören zeytinyağlı güzelleşirmiş. :)) 
     Bir de "Pırasaya soğan konur mu, konmaz mı ?" sorusu var. Annemin bir arkadaşından öğrenip soğan koymaya başladığım tarihten itibaren, pırasayı daha bir sever oldum. İkisi de aynı aileden olmalarından mıdır bilmem, birbirleriyle iyi anlaşıyorlar.

    *Pişirirken limon suyu yerine portakal suyu ilave edebilirsiniz. 

    *Pirinçli yerine de  bulgur veya nohut kullanabilirsiniz.

    * Yemeğiniz renkli olsun isterseniz, bir tatlı kaşığı salça veya orta boy bir domates ilave edin.

    * Pirinç miktarını arttırmak isterseniz su ilave edin.

    * Yemeğe su ilave edilmediği için; kısık ateşte pişirin ki, sebzeler suyunu salabilsin ve kendi suyu ile pişsin.

   * Benim tencerem ağır pişirdiği için, 10-15 dakika pişiriyorum. Pişme süresini kendi tencerenize göre ayarlayın.


     ZEYTİNYAĞLI PIRASA TARİFİ

    1 kg pırasa
    2 orta boy havuç
    1 kuru soğan
    iki çorba kaşığı pirinç
    yarım limon suyu
    4 çorba kaşığı zeytinyağı
    1 tatlı kaşığı şeker
    1 tutam tuz


    1- Pırasaların kötü kısımlarını soyun ve güzelce yıkayın. İki parmak boyunda verev dilimleyin.

    2- Havucu temizleyin ve dilimleyin. Soğanı soyduktan sonra yarım ay şeklinde doğrayın.

    3- Tüm malzemeyi düdüklü tencereye alın ve hepsini iyice karıştırın.

    4-  Kısık ateşte buhar çıktıktan sonra 10 dakika pişirin.

    5- Yemek soğuyunca servis tabağına alın. Vaktiniz varsa üstü kapalı olarak buzdolabında soğutun.

    6- Soğuk servis yapın.

8 Kasım 2012 Perşembe

NİŞASTALI KEK



    Nişastalı kek anlatılmaz yaşanır.Pamuk gibi yumuşacık, ağzınıza atar atmaz eriyen bir dokuya sahip. Uzun zamandan beri yapmak istesem de, tembelliğim üstümde olduğu için yapmadığım keki dün yapıp fotoğrafladım. Canı tatlı isteyen bir aile ferdinden aldığım tehditler, itici güç olmuş olabilir. :))  Kekin soğumasını beklemeden yemek istediğimiz için, kalıptan çıkarırken biraz parçaladık. Çok yumuşak dokulu bir kek olduğu için iyice soğumasını beklemekte yarar var. Siz sabredebilirseniz bekleyin. 

    * İsterseniz 1 paket kabartma tozu veya limon kabuğu rendesi ilave edebilirsiniz.

    * 2 çorba kaşığı kadar file badem, dövülmüş fındık, ceviz ekleyebilirsiniz.

    * 1 küçük paket kakao ekleyerek kakaolusunu yapabilirsiniz.

    * Kakaolu nişastalı keki fırından çıkardığınızda, 1 bardak süt döküp ıslak kek yapabilirsiniz.

    * Bu kekin hamuru; normal kek hamurlarına göre oldukça sulu oluyor, gözünüz korkmasın.


     NİŞASTALI KEK

    3 yumurta
    yarım su bardağı toz şeker
    yarım su bardağı ayçiçeği yağı
    1 su bardağı süt
    1 su bardağı buğday nişastası
    2 paket kabartma tozu
    1 su bardağı un 


    1- Fırını 160 dereceye getirin ve çalıştırın.

    2- Yumurtaları ve şekeri mikserle, beyazlayana kadar çırpın.

    3- Diğer malzemeleri ekleyin ve iyice karıştırın.

    4- İyice yağlanmış kek kalıbına dökün ve 30-35 dakika pişirin.

    5- Soğuduktan sonra kalıptan çıkarın, dilimleyin.


7 Kasım 2012 Çarşamba

BROKOLİ SALATASI


  Brokoli, benim ve eşimin çocukluğunda henüz Türkiye'de olmayan bir sebzeydi. Sanırım brokoli ile ilk tanışmamız 90'ların sonlarında idi. Yani, çocukluğumdan beri çok severim diyemeyeceğim bir sebze.
  İlk zamanlar fazlaca haşladığım brokolinin çiğ olarak da yenebileceğini, hatta az haşlandığında ve çiğ yendiğinde daha da lezzetli olduğunu keşfettik. Ve bu keşiften sonra, brokoliyi daha bir zevkle tüketir olduk.  Kızımın brokoli severliği ise; bir kurban bayramında kavurma yememek için, dört gün boyunca brokoli yemesi ile başladı.:))           
   Brokolinin, buharda ya da su içinde çok kısa süre haşladıktan sonra yapılan salatası, bizim evde en çok tüketilen şekli. Ben de brokoli tariflerine bu salata ile başlamaya karar verdim.

    * Brokoliyi suda haşlayacaksanız, derin bir tencere seçin ve su iyice  fokurdayana kadar bekleyin.

    * Brokolileriniz yapraklı ise, yaprakları da haşlayın ve salataya ilave edin.

    * Brokolilerin sap kısmını  + işareti şeklinde keserseniz, sapları da kolayca haşlanacaktır.

    * Suya brokolileri ilave ettiğinizde, suyun kaynama sıcaklığı düşmemeli. Gerekirse iki üç partide haşlayın.

    * Pişip pişmediklerini anlamak için; saplarını kürdan batırarak kontrol edin, kürdan batıyorsa pişmişlerdir.

  * Brokoliler sudan çıkarıldıktan sonra, bir miktar daha yumuşayacak. Haşlarken bunu göz önünde bulundurmanızda yarar var.

  *Daha yeşil olmaları için, piştikten sonra soğuk suya batırabilirsiniz. (Ben bunu yapmıyorum çünkü lezzetinden kaybediyor ve yerken ağza su tadı geliyor. Eğer az haşlarsanız, zaten bu işleme gerek kalmıyor.)

    * Bu salatanın sosunu, mutlaka yemeden hemen önce dökmelisiniz. Sosu döktüğünüz anda rengi soluyor.

    * Sarımsak bu salataya çok yakışsa da, sevmiyorsanız ilave etmeyin.

    * Sosta limon yerine sirke, koruk suyu, nar ekşisi kullanarak değişik lezzetler elde edebilirsiniz.

   
    BROKOLİ SALATASI

    yarım kilo brokoli
    1 limon suyu
    2-3 diş sarımsak
    4 çorba kaşığı zeytinyağı
    bi tutam tuz

   1- Brokoliyi çiçeklerine ayırın ve yıkayın.

   2- Derin bir tencerede veya buharda hafifçe dişe gelecek şekilde haşlayın.

   3- Sarımsakları soyun ve ezin. Ezilmiş sarımsak, limon suyu ve zeytinyağı ile sosu hazırlayın.

   4- Servis tabağına aldığınız brokolilere sosu ilave ederek karıştırın.



5 Kasım 2012 Pazartesi

TARHANA ÇORBASI



     Tarhana, göçebe Türk'ler tarafından bulunan ilk hazır çorba. Ana malzemesi genel olarak soğan, domates, biber, yoğurt ve un. Yapılış metodları yörelere, kişilere göre farklılıklar gösteriyor. Kimisi tüm malzemeleri çiğden koyup yoğuruyor, kimisi soğan, domates ve biberi pişirdikten sonra yoğurt ve un ilave ederek hazırlıyor tarhana hamurunu. Bazı yörelerde hamur yoğurulur yoğurulmaz hemen kurutuluyor, bazı yörelerde ise ekşimeye bırakılıyor. Tarhana otlusu, acılısı, nohutlusu, un tarhanası, göce tarhanası... Çeşidi ne olursa olsun emek ve şifa var tarhanada.
     Yapımı çeşit çeşit olan tarhananın, pişirme yöntemi de farklılıklar gösteriyor. Sıvıyağ/ tereyağ ile, et suyu ya da tavuk suyu ile pişirileni, domateslisi, biberlisi, salçalısı, nohutlusu, kuru börülcelisi... Sarımsak, kuru nane, pul biber gibi baharatlar kullanarak da çeşnilendirilen tarhana, buram buram Anadolu kokan bir çorba.
     Pişirme yöntemi olarak, diğer hazır çorba pişirme şekilleriyle aynı aslında. Bir litre su (et suyu) için yaklaşık dört çorba kaşığı tarhana, bir çorba kaşığı salça, 1 çorba kaşığı yağ ve tuz yeterli. Tüm malzemeyi bir tencerede  karıştırdıktan sonra tencereyi ocağa alıp, karıştırmaya devam ederek pişirmek; en kolay tarhana pişirme şeklidir. 
 
     *Tarhana çorbası pişirirken çorba kaynayana kadar karıştırılmalıdır. Yoksa çorbanız  topaklanır.

     *Yağ olarak sıvıyağ veya tereyağı kullanabilirsiniz.

     *Et veya  tavuk suyu kullanıyorsanız hiç yağ kullanmadan da çorbanızı pişirebilirsiniz.

     *Çorbanın kıvamı koyu olursa biraz su ilavesi ile açabilirsiniz.

     *Sarımsak sevmiyorsanız ilave etmeyin.

     *İsterseniz pul biber, kuru nane ilave edebilirsiniz.


     TARHANA ÇORBASI

     4 çorba kaşığı tarhana
     1 çorba kaşığı sıvı yağ
     1 çorba kaşığı domates salçası
     1 bardak su
     4 bardak su (Tavuk suyu/et suyu)
     1 diş dövülmüş sarımsak
     bi tutam tuz


     1- Tarhanayı bir bardak su ile ıslatın.

     2- Yağı ve sarımsağı tencereye alın ve hafifçe kavurun.

     3- Salçayı ilave edin, bir iki kez çevirin ve et suyunu ekleyin.

     4- Islattığınız tarhanayı ilave edin ve karıştırarak pişirin.

     5- Tuzunu ekleyip kıvamını kontrol edin ve sıcak servis yapın.