31 Aralık 2013 Salı

YENİ YIL

     

                                  HOŞ GELDİN 2014


  



30 Aralık 2013 Pazartesi

ÇAY SOFRASI (İLKNUR ŞENGÜN)



   

                               İnanılmaz ayrıntılı bir masa. Her şey el emeği göz nuru .::))


                                 Yüzen mumlara bayıldım.


                                                 Bu sevimli fareleri kim yemek ister ki...



                                            Tatlılar inanılmaz hafif ve lezzetliydi.



                                     Hem şık hem de esprili bir sunum, harika.

                     

                                              Bu ağacın meyveleri de kendisi de çok lezzetliydi. :))

  

              Bu minik kekler http://buticorg.wordpress.com

     Çok sevgili İlknur'cuğum bizim için çok eğlenceli bir çay daveti hazırlamış. Her ayrıntı espirili ve dikkat çekiciydi. Hem yeni yılı, hem de İkotumuzun yeni yaşını kutladık. Ellerine sağlık, iyi ki doğdun İlknur'cuğum. Sağlıklı huzurlu yeni yıllara, yeni yaşlara.:))


26 Aralık 2013 Perşembe

ÇAY SOFRASI (GÜLSÜM-SİNAN KABADAYI)

                                                                                                                                                                       



   
 
 
 







   

   Komşularımın sofraları beni benden alıyor. Sevgili Gülsüm'ün geçtiğimiz akşam bizler için hazırladığı ikramları. Hem görsel olarak şahane, hem de lezzet olarak her biri birbirinden lezizdi. Buradan bir kez daha ellerine sağlık demek istiyorum. Çok teşekkürler sevgili komşum.:))


25 Aralık 2013 Çarşamba

ÇAY SOFRASI (SEVİNÇ KUŞÇUOĞLU ÇAKIR)

 





     Sitemizdeki komşularımızla, gelenekselleşen yeni yıl kutlamamız vardı bu gün. Ev sahibemiz Sevinç, bize harika bir sofra hazırlamış. Bir de sürpriz yılbaşı pastası yaptırmış. Birbirimize en güzel yeni yıl dileklerini ilettik. Sevgili komşuma buradan bir kez daha teşekkür ediyorum ve herkesin yeni yılını kutluyorum. Mutlu yıllar olsun, sağlıkla kalın.


24 Aralık 2013 Salı

ÇAY SOFRASI (SEVİNÇ AYDINOK)





                  

     "Ev alma komşu al." demiş atalarımız. Benim komşularımı tanısaydınız, atalarımıza hak verirdiniz eminim. Sevgili komşularımla yeni yılı karşılamak üzere toplandık. Ev sahibemiz sevgili Sevinç bize nefis bir çay sofrası hazırlamıştı. Bu yetmezmiş gibi, bizlere kendi zeytinliklerinden elde edilen zeytinyağlarından birer şişe hediye etti. (Erkence zeytinyağı)  Zeytinyağı şişelerinin renk ve süslemelerine bayıldık. Kendisine buradan bir kez daha teşekkür ediyorum, mutlu yıllar hepimize:))


19 Aralık 2013 Perşembe

DAVET SOFRASI (AYŞE ÇAKIR URAS)



      Dün akşam dostlarla bir sofra etrafında toplandık. Sevgili Ayşe, ellerin dert görmesin her şey tek kelimeyle mükemmeldi. Tekrar teşekkürler, sevgiler:))

18 Aralık 2013 Çarşamba

DAVET SOFRASI (ÇİĞDEM-İLKER TOPKARA)


   Geçtiğimiz akşam sevgili dostlarımız bizi evlerinde ağırladılar. Kim böyle bir sofrada dostları ile yemek yiyip, sohbet etmek istemez ki. Buradan misafirperverlikleri için kendilerine bir kez daha teşekkür etmek istiyorum. Her şey harikaydı, teşekkürler sevgili İlker ve Çiğdem.
 

5 Aralık 2013 Perşembe

KOMŞU KOMŞU


     Biraz eski mahalle yaşamından söz etmek istiyorum size. Hep eskiden bahsediyorum diye çok yaşlı olduğumu filan zannetmeyin.:)) Herkesin birbirini tanıdığı, tuzunuz bitince bakkala-markete koşmadan önce karşı kapıyı tıklatıp "Bizim evde tuz bitmiş de sizde var mı?" sorusunu rahatça sorabildiğimiz günlerden bahsediyorum. Komşu komşunun külüne muhtaçmış denilen günlerden.
     Ya da annelerimiz gönderdiğinde "Acaba akşam müsait misiniz, müsaitseniz annemler bu akşam size gelcekmiş." dediğimiz komşularımız. Söz ettiğim yıllar inanın çok uzak değil. Daha seksenli yıllarda bile telefona başvurduğunuzda on beş yirmi sene sıra bekliyordunuz. Telefon işlevini de genellikle evin küçük çocuğu görüyordu. Ekran henüz tüm akşam bizi karşısına kilitlememişti hele hele bilgisayar nedir hiç bilmiyorduk.
     Şu anda pek çoğumuz karşı dairede kimin yaşadığını bilmiyoruz. Tuz bittiğinde eve servis yapan marketlerimiz var. Akşamları da ya TV karşısındayız ya da bilgisayar başında.
     Ama hala aramızda şanslı olanlar var ve ben de onlardan biriyim. "Evde misin beş dakika sana uğrayacağım, hadi gel bir kahve içelim...." diyebileceğim komşulara,arkadaşlara sahibim. Darısı olmayanların başına.
     Ve laf aramızda hepside birbirinden becerikli. Onlardan aldığım tarifleri sizlerle "komşu-arkadaş tarifleri" etiketiyle paylaşacağım. Hepsine bana verdikleri güven ve destek için teşekkür ediyorum.:))




2 Aralık 2013 Pazartesi

PORTAKALLI YAĞSIZ KEK


    Sulu sulu portakalların tam mevsimi. Portakalın kabuğu neredeyse tüm tatlı ve hamur işlerine çok yakışıyor. Portakallı ıslak kek; bol portakal aromalı, yağsız oldukça hafif bir kek. Meyveli keklerden hoşlanıyorsanız tam size göre.:))     
 
      PORTAKALLI YAĞSIZ KEK
   
     3 yumurta
     7 yemek kaşığı toz şeker
     7 yemek kaşığı un
     1 portakal kabuğu rendesi
     1 portakalın suyu
     1 paket kabartma tozu

    SOSU İÇİN

     1 portakal kabuğu rendesi
     2 portakal suyu
     2 yemek kaşığı toz şeker

 
     1- Fırını 160 dereceye ayarlayıp çalıştırın.

     2- Yumurta ve toz şekeri kar gibi olana kadar iyice çırpın.

     3- Portakalın kabuğunu beyaz kısmını almamaya dikkat ederek rendeleyin. Suyunu sıkın.

     4- Portakal kabuğu rendesini, suyunu  ekleyerek çırpmaya devam edin.

     5- Unu ve kabartma tozunu ilave edin, karıştırın.

     6- Kekinizi küçük boy bir tepsiye alın ve batırdığınız kürdan temiz çıkana kadar pişirin.

     7- 1 portakal kabuğu rendesi, 2 portakal suyu ve 2 kaşık toz şekeri birlikte 5-10 dakika kaynatın.

     8- Kek fırından çıkar çıkmaz hazırladığınız şurubu kekin her tarafına eşit olarak dökün.

     9- Portakal dilimleri ile süsleyerek servis yapın.


25 Kasım 2013 Pazartesi

TAHİNLİ KURABİYE



     Tahinli, cevizli ağızda dağılıveren bir kurabiye tarifi vereceğim. Çok sevdiğim ve uzun zamandır yayınlamak istediğim bir tarif bu. Geçtiğimiz günlerde evimde ağırladığım sevgili komşularıma:))  yaptım ve onlar da beğenince hemen yazmaya karar verdim. 

     TAHİNLİ KURABİYE

     yarım su bardağı tahin
     yarım su bardağı sıvıyağ
     yarım su bardağı toz şeker
     2 çorba kaşığı tereyağ (oda sıcaklığında)
     1 tatlı kaşığı tarçın
     1 kahve fincanı dövülmüş ceviz
      2,5 su bardağı  un

     1- Fırını 150 dereceye getirin ve çalıştırın.

     2- Un dışındaki tüm malzemeleri bir yoğurma kabına alıp karıştırın.

     3- Unu ekleyerek kulak memesi yumuşaklığında bir hamur yoğurun.

     4- Yumurta sarısı büyüklüğünde yuvarlaklar yapın.

     5- Pişirme kağıdı serdiğiniz fırın tepsisine sıralayın.

     6- Kurabiyeler hafifçe pembeleşene kadar pişirin. 

     7- İyice soğuduktan sonra dikkatlice servis tabağına alın. (Sıcakken dağılıyorlar.)
     



24 Kasım 2013 Pazar

ÖĞRETMENLER GÜNÜ

 

    Öğretmenim canım benim canım benim, ben seni pek çok pek çok severim.
    Sen bir ana, sen bir baba, her şey oldun artık bana.
    Okut, öğret ve nihayet
    Yurda yarar bir insan et.:))

    TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM. 


22 Kasım 2013 Cuma

PEKMEZ / PESTİL



 
    Annem ve babam, amcamları ziyarete gittiler. Dönüşte bize memleketten getirdikleri arasında; "bestel" vardı. Pekmezle yapılan bir tür reçel; bestel. Birden çocukluğum gözümün önüne geldi ve bilinç altından görüntüler çıkıverdi ortaya. Anneannemin bahçesinde kaynayan pekmez kazanından çıkan kokuyu duyar gibi oldum. 
    Çocukluğumda, her yaz tatilinde köye giderdik. Hem anneannem, hem de babaannem Denizli'ye bağlı Bekilli ilçesinde yaşardı.:(( İkisi  komşu idi ve ikisinin de üzüm bağları vardı. Bağ bozumu geldiğinde, üzümler keleter adı verilen büyük sepetlere kesilerek toplanırdı. Eve gelen üzümler, çuvallara konur, çuvalların  ağızları bağlanırdı. Her mahallenin köşesinde, yerden bir metre kadar yüksek, elle oyulmuş kare masa büyüklüğünde oluklu taşlar vardı. Taş güzelce yıkanır ve çuvallar üzerine alınırdı. Temiz çizme giymiş bir kişi çuvalları çiğnemeye başlardı. Taşın oluk kısmına konan kovaya üzüm suyu yavaş yavaş dolar, dolan kova kazana aktarılırdı. Tüm üzüm sıkıldıktan sonra, şıra bir taşım kaynatılıp pekmez toprağı eklenir ve çökmeye bırakılırdı. Üzümlerin posası da atılmaz, kışlık sirke yapılırdı.
     Üzüm suyunun içindeki tortu, pekmez toprağının yardımıyla dibe çökerdi ve geriye pırıl pırıl bir şıra kalırdı. Anneannem  eline aldığı derin bakır tasla, dikkatlice üzüm suyunu başka bir kazana aktarırdı. Kazan odun ateşinin üzerine alınırdı. Uzun saplı, özel yapılmış tahta kaşığı ile kazanı sürekli karıştırırdı ki pekmez dibini tutup yanık kokmasın. 
  Bu arada kabak, karpuz kabuğu, kelek, ayva dilimleri pekmezin içine atılmak üzere hazırlanırdı. Karpuz kabuğunun yeşil kısmı soyulur, beyaz kısmı dilimlenir, keleğin içi temizlenir. Ayvaların çekirdekleri temizlenip dilimlenir. Kabaklar soyulup dilimlenir. Bunlar kaynayan pekmez kazanına atılır ve pekmezle birlikte kaynatılırdı. Meyveler pekmezin içinde pişer ve reçel gibi tüketilirdi. Bizim orada buna "bestel" denir. Halen, az miktarda da olsa yapılıyor. 
    Evde böyle bir şey yapmak mümkün mü hiç denemedim. Bir gün denersem mutlaka paylaşırım. Size tavsiyem; çevrenizde  pekmez kaynatanlar varsa, atın içine keleği, karpuz kabuğunu, ayvayı ve bekleyin ortaya çıkacak olan güzelliği. :))



15 Kasım 2013 Cuma

ŞEKERSİZ KURABİYE (PEKMEZLİ KURABİYE)



     Sağlıklı atıştırmalık isteyenlere; bir kurabiye tarifi vermek istiyorum bu gün. Tam buğday unlu, pekmezli, sıvı yağlı bir tarif. Hem lezzetli hem de sağlıklı olması bir yana, uzun süre bayatlamadan saklanabilmesi de artısı bana göre. Özellikle küçük çocuklarınız varsa, onları şekerden uzak tutmak istiyorsanız ya da benim gibi pekmezli lezzetleri çok seviyorsanız tam size göre.
      Tarif "Beyaz Unsuz Şekersiz Hamur İşleri" isimli kitaptan.  Kitapta denenmeye değer sağlıklı tam 100 tarif var. Ben evde malzemelerim olduğu için, hemen bu kurabiyeyi denedim ve çok beğendim.Umarım siz de beğenirsiniz.:))

    ŞEKERSİZ KURABİYE (PEKMEZLİ KURABİYE)

     2 yumurta
     1 çay bardağı yoğurt
     1 çay bardağı zeytinyağı
     1,5 çay bardağı pekmez
     1,5 çay bardağı tahin
     1 çay bardağı dövülmüş ceviz
     1 çay kaşığı karbonat
     bi tutam tuz
     3-3,5 bardak un
   
     1- Fırını 170 dereceye ayarlayın ve ısınmaya bırakın.

     2- Tüm malzemeyi bir yoğurma kabına alın ve iyice yoğurun.

     3- Hamurdan küçük parçalar kopararak yuvarlayın. Yağlanmış tepsiye dizin.

     4- Sıcak fırının orta rafında 20 dakika pişirin.

     5- Pişen kurabiyeleri tel ızgara üzerine çıkarıp soğutun.





14 Kasım 2013 Perşembe

MEYVELİ KIŞ ÇAYI


     Kış aylarında ocağımızın üzerinden hemen hiç eksik olmayan çayımızın tarifini vermek istiyorum bu gün.  Kalabalık olduğumuzda, kocaman bir tencerede yapıp kepçe ile servis ediyoruz. Hemen her evde olan şifalı bitkiler ve meyvelerle hazırlanan bu çayı, içine bal ekleyerek içiyoruz. 
     Soğuk algınlığında da oldukça etkili olan bu kış çayını denemek için hasta olmayı beklemenize gerek yok. Hemen kaynatın ve için çünkü inanılmaz lezzetli.:))

     KIŞ ÇAYI

     1 adet elma
     1 adet ayva
     1 adet portakal veya mandalina
     yarım limon
     bi tutam ıhlamur
     1 adet çubuk tarçın
     1 parça kuru zencefil
     1 parça havlıcan
     3-4 adet karanfil

     1- Tüm meyveleri yıkayın. Kabuklarıyla birlikte iri parçalar halinde doğrayın.

     2- Tüm malzemeyi bir çaydanlık veya tencereye alın.

     3- 5 su bardağı su ekleyin ve kaynamaya bırakın.

     4- Kaynamaya başladıktan 5-10 dakika sonra altını kapatın ve sıcak servis yapın.


12 Kasım 2013 Salı

ELMALI KEK-TART


     Bizim evin meyveli keki yine kılık değiştirdi. Daha önce kayısılı ve erikli olarak yayınlamıştım. Şimdi benim en çok sevdiğim versiyonuna geldi sıra; elmalı tarçınlı cevizlisine.
     Siz deyin kek, ben diyeyim tart.Ben bu şekilde yapılanına bayılıyorum. Özellikle golden elma kullanıldıysa lezzeti bir kat daha çoğalıyor. Evde yenmeyi beklerken yumuşamış elmaları değerlendirmek için de harika bir alternatif.

    ELMALI KEK-TART

     3 yumurta
     1 su bardağı toz şeker
     1 çay bardağı sıvı yağ
     yarım çay bardağı süt
     1 paket vanilya
     1 paket kabartma tozu
     2 su bardağından bir parmak eksik un
     1 fincan ceviz
     1 çay kaşığı toz tarçın
     4 adet orta boy elma
     file badem, pudra şekeri

   
     1- Elmaları soyun ve dilimleyin.

     2- Yumurta ve şeker iyice çırpın. Süt ve yağ ekleyerek çırpmaya devam edin.

     3- Unu kabartma tozu ile birlikte eleyin.

     4- Un, tuz, vanilya, tarçın ve dövülmüş cevizi karışıma ekleyin.

     5- Yağlanmış unlanmış kalıba dökün. (Büyük boy dikdörtgen  tepsiye tam geliyor.)

     6-Üzerine elma dilimlerini sıralayın. Arada kalan boşluklara file badem serpin.

     7- 170 derece fırında yaklaşık 35-40 dakika  pişirin.

     8- Soğuyunca pudra şekeri serperek servis yapın.

11 Kasım 2013 Pazartesi

YALANCI ÇILBIR (YOĞURTLU YUMURTA)


     Çılbır; çocukluğumda annem tarafından sık sık yapılan, ama benim tembellik edip pek sık yapmadığım bir yemek. Annem yumurtaları kaynattığı suya kırar, son derece dikkatli biçimde tek tek pişirirdi. Hem bu yemeği yaparken onu izlemekten, hem de yemekten çok zevk alırdım.
     İşte annemden öğrendiğim çılbır tarifi:
     Çılbır yaparken yumurtalar, "poşe etmek" olarak adlandırılan bir teknik kullanılarak pişirilir. 
     Bir tencereye iki parmak kadar su konur ve kaynatılır. Kaynayan suya bir kaşık sirke, bir fiske tuz atılır. (Bunların erken atılması, suyun geç kaynamasına neden olur.) 
     Yumurtalar kırılmadan önce, ocak iyice kısılarak kaynama durdurulur. Çünkü su fazla kaynak olursa, içine kırılan yumurtalar dağılır.
    Su istenen sıcaklığa ulaştığında; bir yumurta bir kase veya kepçeye kırılır. Fazla yüksekten olmamak koşuluyla yavaşça suya bırakılır. (Yumurta yukarıdan bırakılırsa dağılabilir.) 3-4 dakika pişirilir. Her seferinde bir ya da tencere genişse iki yumurta pişirilerek işleme devam edilir. Her ne kadar basitmiş gibi görünse de, inceliklerine dikkat edilerek yapılması gerekir. Aksi halde yumurtalar ya dağılır, ya katılaşır. Makbul olanı lop yumurta kıvamında pişirilenidir.
    Sarımsaklı yoğurt çılbırın olmazsa olmazıdır. İster tabağa alınan yoğurdun üzerine yumurtalar alınır, ister yumurtaların üzerine yoğurt dökülür.
     Sıra gelir son hamleye; tavada eritilen bir kaşık tereyağa toz kırmızı biber veya pul biber eklenir. Hafifçe kızdırılan yağ cossss diye yoğurdun üzerine dökülür.....
     Ben yaptım mı? Tabii ki hayır. Her zamanki gibi kolayına kaçıp evde kalan haşlanmış yumurtaların üzerine döktüm sarımsaklı yoğurdu, gezdirdim biberli yağı, al sana yalancı çılbır.:))
     
   
     YALANCI ÇILBIR (YOĞURTLU YUMURTA)

     4 adet yumurta
     1 su bardağı süzme yoğurt
     1-2 diş sarımsak
     1 kaşık tereyağı
     toz kırmızı biber veya pul biber
     bi tutam tuz

     1- Yumurtaları bir tabağa alın ve dilimleyin.

     2- Sarımsağı ezin ve yoğurda ekleyin. (Kıvamı çok koyu ise biraz su ile inceltin.)

     3- Sarımsaklı yoğurda tuz ekleyip yumurtaların üzerine dökün.

     4- Tereyağı küçük bir tavaya alın. Kırmızı biberi ekleyin ve yakmadan hafifçe kızdırın.

     5- Kızdırdığınız yağı, yoğurdun üzerine döküp servis yapın.



7 Ekim 2013 Pazartesi

KABAK TATLISI


    Bana göre; kabak tatlısı en hafif, en lezzetli kış tatlısı. (Ayva tatlısını  da unutmamak lazım tabii.) Cevizlisi,  kaymaklısı, tahinlisi her haliyle çok sevdiğim bir tatlı. Ben şahsen kireçte bekletilmiş, kıtır kıtır olan kabak tatlısını pek sevmem. Favorim ağızda lokum gibi eriyen bir kabak tatlısıdır.
     Güzel bir kabak tatlısı yapmak için kabak seçimi çok önemli. Çünkü kabak ne kadar lifsiz ve olgunlaşmış olursa, tatlı o kadar güzel oluyor. Kabağın yeterince olgun olup olmadığını anlamak için; kabuğuna tırnağınızı batırmayı deneyin. Kabuk sertse ve tırnağınız kolayca batmıyorsa o kabak olgun demektir.
     Kabağın kabuklarını evde soyacaksanız; çok derin soymamanızı öneririm. Bu kabağın kolayca dağılmasını engeller. Soyulan kabağı, istediğiniz büyüklükte dilimleyip yayvan bir tencereye dizin. Üzerine şeker serpin ve bir gece bekletin. Tencereyi ocağa alın, ağzı açık olarak kabaklar yumuşayıncaya kadar pişirin. Soğuyunca servis tabağına alın. Üzerine iri parçalanmış ceviz, kaymak ekleyin. Yanında tahin ile servis yapın.

     * Tatlıyı pişirirken içine 1-2 kabuk tarçın veya karanfil ilave edebilirsiniz.

     * Şeker miktarını azaltıp, 1 çay bardağı pekmez ilave ederek farklı bir lezzet yakalayabilirsiniz.

    * Tatlının parlak olması için; piştikten sonra tepsiye alın, 1 fincan şeker serpip 15 dakika fırınlayın.
     
     KABAK TATLISI

     1 kg soyulmuş bal kabağı
     1,5 - 2 su bardağı toz şeker
     1 çay bardağı iri kıyılmış ceviz


     1- Kabakları istediğiniz büyüklükte parçalara ayırın.

     2- Yayvan bir tencereye  kabakları dizin üstüne şekeri serpin.

     3- Kabaklar iyice suyunu salana kadar, mümkünse bir gece bekletin.

     4- Tencereyi kısık ateşe alın ve kabaklar yumuşayana kadar pişirin, soğumaya bırakın.

     5- Soğuyan tatlınızı servis tabağına alın. Tencerede kalan suyu üzerine gezdirin.

     6- Üzerine dövülmüş ceviz serperek servis yapın.



26 Temmuz 2013 Cuma

KIYMALI CEVİZLİ BULGURLU BÖREK


     İçi tıpkı içli köfte lezzetinde olan harika bir börek. Bazı tarifler vardır; öğrenir bir-iki kez yapar sonra da unuturuz. Bazıları ise hiç unutulmaz, değişik bir şey yapsam dediğimizde hemen aklımıza geliverir. İşte bu tarif de benim için böyle. Bazen yemek davetlerimde ara sıcak olarak, bazen de çay saatinde misafirlerim için yaptığım bir börek. Her yaptığımda çok sevilen zaman zaman ihmal etsem de yıllardır uyguladığım bir tarif.
     Bu böreğin püf noktası; sıcak servis yapmak. Çünkü fırından çıktığında çıtır çıtır, puf puf olan börekler soğuduğunda yumuşuyor ve pofidik hali yok oluyor. Börekleri sardıktan sonra bir gece buzdolabında muhafaza edebilirsiniz. Size tavsiyem misafirlerinizin gelme saatinde fırına koyduğunuz börekleri dumanı üstünde iken servis etmeniz. İnanın hepsi böreklerinize hayran kalacaklar.:))


     KIYMALI CEVİZLİ BULGURLU BÖREK

     3-4 yufka
     250 gram kıyma
     2 kuru soğan
     1 kahve fincanı bulgur
     yarım çay bardağı dövülmüş ceviz
     8-10 dal maydanoz
     istenirse 1 tatlı kaşığı biber salçası
     1 su bardağı galeta unu
     bi tutam karabiber
     bi tutam tuz

     Yufkaları ıslatmak için:

     2 çorba kaşığı tereyağı
     3-4 çorba kaşığı sıvı yağ
     5-6 çorba kaşığı yoğurt



     1- Soğanları ince ince doğrayın ve kıymayla birlikte kavurun.

     2- Bulguru ve 1 kahve fincanı suyu tencereye ekleyin.

     3- Bulgur şişince tencerenin altını kapatın. (Salça eklemek isterseniz bu aşamada eklemelisiniz.)

     4- Cevizi, doğranmış maydanozu, karabiberi ve tuzu tencereye alıp tüm malzemeyi iyice karıştırın.

     5- Tereyağı eritin, sıvı yağı ve yoğurdu ekleyip karıştırın. Yufkaları dörder parçaya eşit olarak bölün.

     6- Bir parça yufka alın, hazırladığınız karışımdan fırça yardımıyla sürerek nemlendirin.

     7- Yufkanın ıslak tarafı içe gelecek şekilde katlayarak iki kat haline getirin.

     8- Geniş tarafa hazırladığınız içten koyup sigara böreği gibi sıkıca sarın.

     9 - Böreklerin üzerine yoğurtlu sostan sürüp galeta ununa bulayın.

     10 - 180-200 derece fırında 25-30 dakika pişirip sıcak servis yapın.
   
   

24 Temmuz 2013 Çarşamba

FIRINDA MANTAR SOSLU ET


    Fırında mantar soslu et, nefis bir fırın yemeği. Ben bu kez servisinin kolay olması açısından kuşbaşı et ile hazırladım. Siz bonfile veya biftek kullanarak da hazırlayıp, ana yemek olarak konuklarınıza sunabilirsiniz. Mantarlı sosu tavuk yemeklerinde de kullanabilirsiniz. Eğer mantar sevmiyorsanız, aynı sosu mantar kullanmadan hazırlayabilirsiniz.
     
   
     FIRINDA MANTAR SOSLU ET

     1 kg kuşbaşı et
     1 paket mantar (400 gram)
     2 çorba kaşığı sıvı yağ
     2 çorba kaşığı un
     1 paket krema
     yarım su bardağı rendelenmiş kaşar peyniri (istenirse)
     bi tutam karabiber
     bi tutam tuz


     1- Kuşbaşı et veya biftekleri yayvan bir tencereye alın.

     2- Kısık ateşte, etler suyunu salıp çekene ve yumuşayana kadar pişirin. (Yaklaşık 1,5 saat)

     3- Tuzunu ekleyin ve fırın kabına alın.

     4- Mantarları akan musluk altında hızlıca yıkayın ve ince ince dilimleyin.

     5- Wok tava veya geniş bir tencerede 2 çorba kaşığı sıvı yağı kızdırın.

     6- Yüksek ateşte mantarlar suyunu salıp çekinceye kadar, karıştırarak soteleyin.

     7- Mantarların üzerine unu serpin, karıştırın.

     8- Kremayı tavaya boşaltıp karıştırın. Sosun kıvamı boza kıvamından koyu ise biraz süt ekleyin.

     9- Tuz ve karabiber ekleyin ve etin üzerine eşit olarak dökün.

     10- Fırını 180-200 derecede ısıtın. Tepsiyi fırına alın ve mantarlar hafifçe kızarana kadar pişirin.

     11-  Arzu ederseniz kaşar peyniri serpin ve 10 dakika daha pişirin. Sıcak servis yapın.


23 Temmuz 2013 Salı

GALETA UNLU TATLI


    Kimimiz sütlü tatlı severiz, kimimiz şerbetli. Bazı tatlılar; çay saatinde iyi gider, ama yemek sonrasına pek uymaz. İşte hem sütlü, hem şerbetli tatlı sevenlere hitap eden; yemek davetlerinizde, çayın - kahvenin yanında ikram edebileceğiniz bir tatlı.
     Üç aşamalı bir tatlı olması gözünüzü korkutmasın. Tüm maddeleri adım adım uygulayın ve ne kadar kolay olduğunu görün.
 

     GALETA UNLU TATLI

     ŞURUP İÇİN
     1,5 bardak toz şeker
     1,5 bardak su
 
     KEK TABANI İÇİN
     3 yumurta
     yarım su bardağı toz şeker
     1 su bardağı sıvı yağ
     1 su bardağı iri dövülmüş ceviz
     yarım su bardağı hindistan cevizi
     1 su bardağı galeta unu
     1 paket kabartma tozu

     MUHALLEBİ İÇİN
     1 kg süt
     yarım bardak şeker
     1 kahve fincanı un
     1 su bardağından bir parmak eksik mısır nişastası
     vanilya veya damla sakızı


     1- Toz şeker ve suyu küçük bir tencereye alıp bir taşım kaynatın. Soğumaya bırakın.

     2 - Fırını 160 dereceye ayarlayın ve çalıştırın.

     3 - Tabanı yapmak için; 3 yumurta ve yarım bardak  toz şekeri çırpın.

     4- Kek tabanı için verilen tüm malzemeleri ilave edin ve iyice karıştırın.

     5- Karışımı  büyük boy bir tepsiye dökün. Yaklaşık 15 dakika pişirin. Kürdanla kontrol edin.

     6- Kek tabanı pişer pişmez, soğuyan şurubu üzerine dökün.

     7- Muhallebi için tüm malzemeleri derince bir tencereye alın ve karıştırın.

     8- Tencereyi ocağa alın. Sürekli karıştırarak koyulaşıp göz göz olana kadar pişirin.

     9- Pişen muhallebiyi, tatlının üzerine dökün. En üste dövülmüş ceviz serpin.

     10- Oda sıcaklığına gelen tatlıyı buzdolabına alın. Mümkünse bir gece buzdolabında bekletin.

   
   

   

20 Temmuz 2013 Cumartesi

SOYA SOSLU BALLI TAVUK


 
     "Bal ve tavuk mu ?" demeyin, deneyin. Tavuklar çıtır çıtır kızarıyor, içi yumuşacık oluyor ve inanın bal tadı filan almıyorsunuz. Misafirlerinize ana yemek olarak sunulabilecek olan bu tavuk yemeği; sosu ile birlikte bir gece dolapta bekletilirse çok daha lezzetli oluyor. Yemek davetinden bir gün önce hazırlanıp, misafirler gelmeden hemen önce fırına atılıveren pratik mi pratik bir tarif.
     Ben herhangi bir baharat, hatta tuz dahi kullanmadım. Bildiğiniz gibi soya sosu oldukça tuzlu bir sos ve sosun tuzu yeterli oluyor. Baharat kullanarak farklı lezzetler de elde etmeniz mümkün. 
     

     SOYA SOSLU BALLI TAVUK

     8-10 adet tavuk baget veya kalça
     yarım çay bardağı soya sosu
     2 çorba kaşığı bal


     1- Soya sosunu derin bir kaba alın. İçine balı ilave ederek iyice karıştırın.

     2- Tavuk parçalarını yıkayın ve kurulayın. 

     3- Sos ile tavukları iyice karıştırın ve bir gece buzdolabında bekletin.

     4- Tavuk bagetleri dolaptan alıp fırın poşetine yerleştirin.

     5- Fırını 180/200 derecede  çalıştırın. Fırın ısınınca tepsiyi fırına sürün.

     6- Tavukların  üzeri kızarıncaya kadar pişirin. (Yaklaşık 20-25 dakika) Sıcak servis yapın.





26 Haziran 2013 Çarşamba

BROWNİE - KAKAOLU ISLAK KEK



     Bu kakaolu  keki yapmaya başladığım zaman seksenli yıllardı.  O dönem tarifi aldığım kuzenim brownie yaparken margarin ya da tereyağı kullanıyordu. İlk zamanlar reçeteyi aynen uygulasam da, sıvı yağla yapmaya başladığımdan beri bu keki daha bir sever olduk. Özellikle fındık yağı kullanıldığında çok daha hafif ve lezzetli oluyor. 
     Orijinal tarifte  bir su bardağı süt ilave ediliyor ve üzerine dökmek için bir su bardağı karışım ayrılıyor.  Ben ev halkı daha ıslak bir kek sevdiği için 2 su bardağı süt ekleyip, 2 bardak karışım ayırıyorum. İlk kez yapacaksanız iki halini de deneyin ve damak tadınıza en uygun olanı seçin.
     Daha yoğun çikolata tadı arzu ederseniz, kek hamurunu tepsiye döktükten sonra bir fincan damla çikolata ilave edin. Hatta evde kalmış çikolataları kırıklayın ve karıştırın hamura. Arzu ederseniz yarım bardak kadar dövülmüş ceviz, fındık veya vanilya da ilave edebilirsiniz. 
   Servis ederken üzerine bir top dondurma da çok yakışıyor. Kaloriler mi ?  "Bir dilim brownie yiyemedikten sonra, ne işiniz var spor salonlarında." :)))
 
   
    BROWNİE  (KAKAOLU ISLAK KEK)
 
     4 adet yumurta
     1,5 su bardağı toz şeker
     1 su bardağı sıvı yağ
     1 su bardağı süt
     4 yemek kaşığı kakao
     2 su bardağı un
     1 paket kabartma tozu
   

     1- Fırını 160 dereceye ayarlayıp çalıştırın.

     2-  Yumurta ve şeker mikser yardımıyla çırpın.

     3- Süt, sıvı yağ ve kakaoyu ilave edin ve tüm malzemeler iyice karışıncaya kadar çırpmaya devam edin.

     4- Karışımdan 1 su bardağı ayırın. (Ben bazen bu basamağı atlıyorum. Unutmayın.:)))

     5-  Unu ve kabartma tozunu ekleyin.

     6- Hamuru fırın kabına alın ve batırdığınız kürdan temiz çıkana kadar pişirin. (15-20 dakika)

     7- Kek pişince fıından çıkarın, kürdanla bir kaç yerinden delin ve ayırdığınız karışımı üzerine dökün.

     8- Ilık veya soğuk olarak servis yapın.
   
   

24 Haziran 2013 Pazartesi

YOĞURTLU ÇİĞ KABAK SALATASI



     Yaşasın kabak mevsimi geldi. !!! "Kabak her mevsim var bu sevinç niye?"  derseniz, benim için çiçeği burnunda yerli kabak çıkmadan kabak mevsimi gelmiş sayılmıyor da ondan. Aslında İzmir sıcak memleket, yerli kabak da neredeyse bir aydır tezgahta yerini aldı. Benim gibi sebze sever birinin bu görüntüye dayanması imkansız tabii ki. Her hafta alıp pişiriyorum ama beni böylesine baştan çıkaran; bu hafta yazlığın bahçesinden kendi ellerimle kopardığım Girit kabakları oldu. 
    Sevgili eşim, her gün özenle baktığı küçük bahçemizin ilk ürünleri toplama mutluluğunu bana bırakmıştı. Kopardığım küçücük iki kabakla; çok sevdiğimiz yoğurtlu ve cevizli çiğ kabak salatası yaptım.  Yaz sıcaklarında serinleten hafif mi hafif bir salata-meze ve inanın siz söylemedikçe hiç kimse çiğ kabak yediğini anlamayacak. :))

     CEVİZLİ - YOĞURTLU ÇİĞ KABAK SALATASI

     2 adet  kabak
     1 kase süzme yoğurt 
     1 diş sarımsak
     yarım demet dereotu
     2-3 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
     1 fincan  kıyılmış ceviz
     bi tutam tuz

     
     1- Kabakları yıkayın ve rendenin iri tarafından rendeleyin. (Kabuklarını soymayın.)

     2- Ezilmiş sarımsak, tuz ile yoğurdu iyice karıştırın. ( Kıvamı çok sertse  2 kaşık normal yoğurt ekleyin.)

     3- Dereotunu yıkayın,  kağıt havlu yardımıyla fazla suyunu alın ve ince ince kıyın. 

     4- Cevizleri bıçak ile kıyın. Kabakları, dereotunu ve cevizi karıştırın.

     5- Salatanızı servis tabağına alın. Üzerine sızma zeytinyağı gezdirdikten sonra servis yapın.

    

     

24 Mayıs 2013 Cuma

"Bİ TUTAM" 1 YAŞINDA

    Bu gün "Bi Tutam"  1 yaşını doldurdu. Kocaman bir yıl  göz açıp kapayıncaya kadar bitmiş...
    Aslında başlarken hedefim hafta içi her gün bir yazı yayınlamaktı. Son bir-iki ay hariç bu hedefimi gerçekleştirdim. Bu aralar  biraz ihmal etsem de, bloğumu çok seviyorum. İyi ki doğdun Bi Tutam..:)))


29 Mart 2013 Cuma

MERCİMEKLİ KÖFTE


 

     Mercimekli köfte yapmak benim mutfakta en başarılı olduğum konulardan biriymiş. Pek mütevazi bir cümle olmadı biliyorum ama bunu ben söylemiyorum, söyleyenlerin yalancısıyım.
    Mercimekli köfteyi ilk yaptığımda sanırım lise çağlarındaydım. Leman Cılızoğlu Eryılmaz'a ait, "Kolay ve ekonomik yemekler" isimli  ve hala elimin altından eksik etmediğim kitaptan denemiştim.
    Bu konuda kendimi geliştirmemi sağlayanlar ise kızım Dilek'in, Didim-Akbük'deki yazlık arkadaşları olsa gerek. Beni görür görmez "Sema teyze mercimekli köfte." diye seslenen bir grup. Grup dedimse üç, beş  kişi gelmesin aklınıza, abartısız otuz küsur kişilik bir grup. Ölçümüz de öyle fincan, bardak filan değil. Bir kilo, bir buçuk kilo mercimekten yapılan, yoğuracak kap bulunamadığı için siniye dökülüp yoğrulan, tepsilere sıkılıp plaja götürülen ve orada kaşla göz arasında tüketilen bir mercimekli köfteden söz ediyorum.
     Şimdi o gruptakilerin her biri Türkiye'nin değişik illerinde iş hayatına atıldılar. İçlerinden o günleri ve mercimekli köfteyi özleyenler için, tarifi vermek istiyorum. :))

    * Mercimekli köftenin lezzetli olmasını ve kolay kıvam almasını sağlayan püf noktam; mercimeği haşlarken içine rendelediğim bir adet patatestir.

     * Mercimeği çorba kıvamı gibi  ezilinceye kadar haşlarsanız, mercimekli köftenizin kıvamı daha güzel olur.

     * Ben mercimekli köfte yaparken taze soğan kullanmam, taze soğan kullanıldığında hemen tüketilmeli.

     * Salçalar tuzlu ise, tuz kullanımında dikkatli olun.

    * Limon suyu yerine sumak ya da nar ekşisi de kullanabilirsiniz. Sumak ve nar ekşisi köftelerin rengini koyulaştırdığı için ben limon suyunu tercih ediyorum.

     * Acı sevenlerdenseniz pul biber ilave ederek köftenizi yoğurabilirsiniz.

     * Mercimekli köfteye en çok yakışan yeşillikler marul ve roka ile servis yapabilirsiniz.

     * Bulgurlu lezzetlerin olmazsa olmazı turşuyu da serviste unutmayın lütfen.


     MERCİMEKLİ KÖFTE

     1 su bardağı kırmızı mercimek                          1/2 çay kaşığı karabiber   
     1 su bardağı ince bulgur                                        1/2 çay kaşığı kimyon
     2 su bardağı su                                                          1 çay kaşığı kırmızı biber
     1 patates                                                                       1 limon suyu
     1 büyük kuru soğan                                                 bi tutam tuz
     1 çay bardağı zeytinyağı                                        1 demet maydanoz
     2 kaşık salça (biber+domates)                            1/2 demet dereotu                           
   

     1- Ayıklanıp yıkanmış mercimeğin içine bir patates rendeleyin ve su ilave edilerek haşlamaya bırakın.

     2- Doğranmış soğanları yağda hafifçe kavurun. Salça ve baharatları ilave edip karıştırın ve ocaktan alın.

    3- Haşlanan mercimeğe bulguru ilave edin. Karıştırıp ağzını kapatın, 15-20 dakika dinlenmeye bırakın.

     4- Bu arada dereotu ve maydanozu yıkayın, incecik kıyın.

     5- Mercimekli karışımı bir kaba alın. Kavrulmuş soğanları, tuzu, limon suyunu koyup yoğurun.

     6- Doğradığınız yeşillikleri ilave edip karıştırın. Tadını kontrol etmeye başlayın. :))

     7- Elinizi hafifçe ıslatarak köfte şekli verin ve mümkünse hemen servis yapın.


12 Mart 2013 Salı

MAYASIZ SIVIYAĞLI POĞAÇA


     Poğaça denilince benim aklıma ilk gelen; çocukluğumdan bu yana severek tükettiğim ve çocuklarım tarafından da çok sevilen, annemin mayasız peynirli poğaçaları gelir. Klasik beyaz peynirli bu poğaçalar çok kısa sürede hazırlanabiliyor ve bir-iki gün tazeliğini koruyor. Sıvı yağ kullanıldığı için yumuşak ve son derece hafif bir hamuru var.
    Annem ilk poğaça yapma deneyiminde epey zorlanmış. Arkadaşı ile birlikte yoğurdukları hamurdan, ceviz büyüklüğünde parçalar alıp nasıl tek tek oklava ile açtıklarını ve çay bardağı ile keserek eşit büyüklükte poğaçalar yapmaya çalıştıklarını hala anlatır.Sonraları mutfakta son derece hızlı ve pratik olan annemin ilk poğaçaları bir hayli vaktini almış. :)) Dilerim tarif işinize yarar ve siz son derece kolay ve lezzetli poğaçalar yapabilirsiniz.
    
     * Sıvı yağ olarak zeytinyağı, mısır özü, ayçiçek yağı ve fındık yağı kullanabilirsiniz.

     * Beyaz peynir yerine lor peyniri, çökelek, tulum peyniri kullanabilirsiniz.

     * İç harcına kuru nane, karabiber, pul biber, toz kırmızı biber gibi baharatlar ekleyebilirsiniz.

     * Hamura yarım çay kaşığı mahlep ilave edip yoğurabilirsiniz.

     * İç malzemede ince kıydığınız maydanoz, dereotu, taze nane gibi yeşillikler kullanabilirsiniz.

     * Poğaçanın üzerine susam veya çörek otu serperek  görüntüyü ve lezzeti zenginleştirebilirsiniz.

     * Aşağıda verilen malzeme miktarı 12-15 adet poğaça içindir. Miktarı azaltıp çoğaltabilirsiniz.


      MAYASIZ SIVIYAĞLI POĞAÇA

     yarım su bardağı zeytinyağı
     1 su bardağı yoğurt
     3 su bardağı un
     1 paket kabartma tozu

     İçi için

     250 gram beyaz peynir
     2-3 dal kıyılmış maydanoz
     1 adet yumurta (Beyazı iç harcına karıştırılacak, sarısı poğaçaların üstüne sürülecek.)
     bi tutam şeker
     bi tutam tuz

     1 - Peyniri çatal yardımı ile ezin, ince kıyılmış maydanoz ve yumurta beyazı ile karıştırın.

     2 - Yağ, yoğurt, un, kabartma tozu, tuz ve şekeri iyice yoğurun.

     3 -  Hamuru üstü örtülü olarak 15 dakika dinlendirin.

     4 - Fırını 180 dereceye ayarlayın ve çalıştırın.

     5 - Hamurdan ceviz büyüklüğünde parçalar koparın, el ile bastırarak çay tabağı büyüklüğünde açın.

     6 - Ortalarına iç harcından bir tatlı kaşığı kadar koyun ve kapatın.

     7 - Kenarları iyice bastırarak yapıştırın, yağlanmış fırın tepsisine sıralayın.

     8 - Üzerlerine yumurta sarısı sürün. Arzu ederseniz susam ya da çörek otu serpin.

     9 - Poğaçalarınız pembeleşene kadar pişirin. Sıcak servis yapın.

7 Mart 2013 Perşembe

ÇİÇEK YUMURTA


               

     İri dolmalık biberlerle yapılan çiçek yumurtalar, hem görüntü hem de lezzet açısından çok hoş oluyor. Çiçek yumurta; Kalifornia  biberi olarak adlandırılan, kırmızı, sarı, yeşil hatta mor rengi olan biberle yapılıyor. Çok  şık bir  sunum olmasının yanında, biberin verdiği  lezzet şaşırtıyor.

  
  TAVADA BİBERLİ ÇİÇEK YUMURTA

     Kişi sayısı kadar biber dilimi
     Kişi sayısı kadar yumurta
     zeytinyağı
     bi tutam tuz

   
     1- Biberleri bir parmak kalınlığında dilimleyin.

     2- Tavaya her yumurtaya bir tatlı kaşığı olacak şekilde zeytinyağı ilave edin.

     3- Biberleri sıralayın ve yağın kızmasını bekleyin.

     4- Her biber diliminin ortasına bir yumurtayı dikkatlice kırın ve tuz serpin.

     5- Tavayı bir kapakla kapatın ve kısık ateşte pişirin.

     6- Yumurtalar istediğiniz kıvama geldiğinde, servis yapın.



5 Mart 2013 Salı

KOKULU BİBER




    Kokulu biber; zeytinyağı ile karıştırıp ekmeğinizi batırabileceğiniz bir ön atıştırmalık.  Adana'lı bir tanıdığım hediye ettiğinde tanıştık bu lezzetle. Kendisi evinde hazırlamıştı ve ismini ilk kez duyduğum bu karışımı biz çok sevdik. Üzerine eklenen sızma zeytinyağı ile kahvaltı sofralarında, hatta davet sofralarında servis edebileceğiniz bu karışımın tarifini hemen aldım.
   Kokulu biberin en önemli özelliği; içindeki baharatların ve tohumların tek tek kavrulması. Bu işlemin açık havada yapılmasında yarar var. Aksi takdirde, ortaya çıkan koku epey rahatsız edici olabiliyor. Kavurma işleminin de dikkatli yapılması gerekiyor, çünkü baharatlar fazla kavrulduğunda kolayca yanıyor ve acılaşıyor. Bu nedenle, tüm baharatlar tek tek ve kısık ateşte hafifçe kavrulmalı. Ağzı sıkı sıkı kapatılmış kavanozda uzun süre saklanabiliyor.


     KOKULU BİBER

    2,5 bardak mısır unu
    1 bardak yer fıstığı
    1 bardak susam
    1 çay bardağı kimyon
    1 çay bardağı pul biber
    1 çay bardağı kekik
    2 su bardağı toz kırmızı biber

    1- Geniş bir tavada tek tek tüm baharatlar ve susamı hafifçe kavurun.

    2- Yer fıstığını, pembeleşene kadar karıştırarak kavurun.

    3- Yer fıstığı, susam, pul biber ve kekiği blender yardımıyla ezin.

    4- Tüm malzeme iyice karıştırın. (Ağzını sıkı kapanan kavanozda saklayın.)

    5- Tüketeceğiniz kadar kokulu biberi tabağa alın, üzerine sızma zeytinyağı ekleyin.


4 Mart 2013 Pazartesi

SÜTLAÇ



     Sütlaç; en güzeli her zaman annelerimiz tarafından yapılan, nefis bir lezzet. Süt, pirinç, şeker ile hazırlanan, gece- gündüz her saatte zevkle yenen, son bir kase kalmışsa kimin yiyeceği ile ilgili mücadele gerektiren tam bir aile tatlısı. Aile tatlısı, çünkü dışarıda yenen sütlaç evde yapılan sütlacın lezzetini hiç bir zaman yakalayamıyor.
     Bol pirinçlisi-az pirinçlisi, şekerlisi-tuzlusu, tarçınlısı-portakal kabuklusu, damla sakızlısı.....saymakla bitmez. Hepimizin kendi damak tadımıza göre bir sütlaç tercihimiz var. Ve en güzeli de her zaman annelerimizin yaptığı bence.
    Geçen pazar maaile bizim evdeydik. Minik yeğenim, "Anneanne sütlaç istiyorum."  deyince hepimiz heyecanlandık ve anneme koca bir tencere sütlaç yaptırdık. Kızım bol pirinçli, ben portakal kabuklu , kardeşim bol şekerli olsun istedik. Hiç birimizi kırmadan harika bir sütlaç yaptı. Elleri dert görmesin, biz yerken çok mutlu olduk. Günün sonunda dolapta yalnızca bir kase tatlı kalması yine çok ilginçti. Son kaseyi  kim mi yedi ? Sizce.. :))

     * Taze süt, bulamazsanız günlük sütü tercih edin. Uzun ömürlü sütler aynı lezzeti vermiyor.

     * Biz pirinci bol seviyoruz. İsterseniz pirinç miktarını azaltabilirsiniz.

     * Sütlacın kıvamı çok suluysa, 1 çorba kaşığı pirinç ununu soğuk su ile ezerek ekleyebilirsiniz. 

     * Portakal kabuğu sütlaca çok yakışıyor. İsterseniz pişerken bir, iki dilim atıp sonra içinden alın.

     *  Bir parça damla sakızını ezip pişme sırasında sütlaca ilave edebilirsiniz.

     * Şeker miktarını isteğe göre azaltıp, arttırabilirsiniz.

     * Servis ederken üzerine; tarçın, hindistan cevizi, antep fıstığı, dövülmüş ceviz ekleyebilirsiniz.

     
      SÜTLAÇ TARİFİ  (4 kişilik)

     1 küçük su bardağı pirinç
     3 su bardağı su
     5 su bardağı süt
     2 su bardağı toz şeker
     1 tatlı kaşığı pirinç unu +1 su bardağı su
     bir fiske tuz


     1- Pirinci yıkayın ve 3 su bardağı su ile kısık ateşte haşlayın.

     2- Pirinçler uzayıp tüm suyu çekince, soğuk sütü ilave edin.

     3- Sık sık karıştırarak, pirinçler iyice yumuşayıp helmelenene  kadar kaynatın.

     4- Şeker ve bir fiske tuzu ilave edin.

     5- Şeker eriyince, bir bardak su ile karıştırdığınız pirinç ununu tencereye ekleyin.

     6- Yeniden kaynayıp  koyulaşınca  altını kapatın.

     7- Kaselere paylaştırın. Mümkünse buzdolabında bir gece dinlendirin.

     8- Üzerine tarçın serperek, soğuk servis yapın.


22 Şubat 2013 Cuma

DOĞUM GÜNÜ KAHVALTIM











     Bu gün benim doğum günüm. Kızım annemi, kardeşimi ve arkadaşlarımı çağırıp, benim için sürpriz doğum günü kahvaltısı hazırlamış. Nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Bu güzel sofrayı hazırlayan kızıma ve bizimle birlikte olan tüm sevdiklerime çok çok teşekkür ederim. İyi ki varsınız. :))



13 Şubat 2013 Çarşamba

YOĞURTLU ÇİĞ PAZI SALATASI


     Geçtiğimiz yıl Urla'da yürüyüşe çıktığımızda, bir tarlanın kenarında yabani pazıları görüp filizlerinden  üç, dört dal kırmıştım.  Elimde çiçek gibi taşıdığım filizlerle eve geldim. Pazıları atmaya kıyamadım, yemek de yapamazdım çünkü çok azdı. Yapraklarını yıkayıp incecik doğradım. ve tuz döküp elimle hafifçe ovaladım. Sarımsaklı süzme yoğurtla karıştırıp, bir kaşık da zeytinyağı ekledim. Ekmek dilimlerinin üzerine kanepe gibi sürdüm. O akşam misafirliğe gelen kardeşim ve kuzenlerim bayıldılar.
     Bu gün pazardan aldığım pazıları pişirmek için dolaptan çıkardığımda, çoğunun sararmış olduğunu gördüm. Taze olan kısmını ayırdığımda, elimde çok az pazı kaldı. Bunları ne yapsam diye düşünürken, daha önce yaptığım çiğ pazı salatası geldi aklıma. Misafirlerim ve hane halkı tarafından yine çok beğenilince bu tarifi yayınlamaya karar verdim.


     YOĞURTLU ÇİĞ PAZI SALATASI

     yarım demet pazı
     1 kase süzme yoğurt
     1 diş sarımsak
     2 çorba kaşığı sızma zeytinyağı
     bi tutam tuz

     1- Pazı yapraklarını yıkayıp kuruttuktan sonra incecik doğrayın. Tuz ile hafifçe ovalayın.

     2- Sarımsağı ezin ve yoğurda ekleyin. (Kıvamı çok koyu ise biraz su ile açın.)

     3- Pazı yapraklarını,  sarımsaklı yoğurtla iyice karıştırın.

     4- Servis tabağına alıp üzerine zeytinyağı gezdirin, yanında kızarmış ekmek ile servis yapın.

     

5 Şubat 2013 Salı

TÜRK KAHVESİ




     "Gönül ne kahve ister ne kahvehane, gönül sohbet ister kahve bahane." demiş şair. Türk kahvesi, lezzeti ve sunumuyla kendine münhasır tadına doyulmaz bir içecek. Köpüklü pişmiş kahve, özenli bir ikram ve  bu keyfi paylaşabileceğiniz dostlarınız da varsa....


4 Şubat 2013 Pazartesi

DERTLEŞME

     Yemek yapmayı ve yemeyi hep çok sevdim. Pek çok şeyi annemden, çevremdeki arkadaşlarımdan, dostlarımdan, akrabalarımdan öğrendim. Her nerede olursa olsun güzel bir şey yediğimde, nasıl yapıldığını öğrenmeye çalıştım. Pazarda alışveriş ederken bile tarifler aldım. Yemekle ilgili pek çok kitap okudum. Bunları bir gün oturup yazıya dökmek aklımın ucundan bile geçmezdi. 
      "Bi tutam" kızım ve arkadaşlarının isteği ile doğdu, oğlum, eşim ve dostlarımın desteği ile yazılmaya başlandı. Yazdıkça da tahmin edemeyeceğim kadar mutlu olduğumu farkettim.
    Bir yemeği tarif ederken  kimden öğrendiğimi, nereden aldığımı belirtmeye hep dikkat ettim. Yayınladığım her yemek mutfağımda yapıldı ve cep telefonumla resimlenerek "Bi tutam"'da yerini aldı. Yemek kitaplarından denediğim tarifler kitabın ismi ve yazarıyla birlikte verildi. 
    Geçtiğimiz günlerde "Tarhana çorbası" isimli yazımın ve fotoğrafımın kopyalanıp, yayınlandığını öğrendim.  Tarhana ile ilgili uzunca bir giriş yazısı yazmıştım. Blogu tıkladığımda gözlerime inanamadım. Fotoğraf ve yazı aynen alınmış, lütfen  bir- iki cümle  değiştirilmişti.  Böylelerine pirim verilmemesi gerektiğine inandığım için isim yayınlamamaya  karar verdim. Lütfen emeğe saygı duyalım ve alıntıları isimle yayınlayalım.
     
     
    
     
     

1 Şubat 2013 Cuma

VİŞNELİ DAMLA ÇİKOLATALI KEK


    Sevgili arkadaşım  Ayşe'nin yaptığı vişneli, damla çikolatalı kek, tek kelime ile nefis. Çikolata ve vişne bir araya geldiğinde, inanılmaz bir lezzet çıkmış ortaya. Ellerine sağlık sevgili arkadaşım. :))


    VİŞNELİ DAMLA ÇİKOLATALI  KEK

     1 yumurta
     2 çay bardağı şeker
     1,5 çay bardağı yoğurt
     1 su bardağı erimiş tereyağ
     1 çay bardağı damla çikolata
     1 kase vişne (dondurulmuş vişne de olabilir)
     1 paket vanilya
     1 paket kabartma tozu
     Aldığı kadar un (yaklaşık 2 bardak)

 
    1- Fırını 180 dereceye ayarlayın ve çalıştırın.

     2- Yumurta ve şekeri iyice çırpın.

     3- Eritip ılıttığınız tereyağı ve yoğurdu ekleyin, iyice karıştırın.

     4- Damla çikolata ve vanilyayı ekleyin.

     5- Un ve kabartma tozunu birlikte eleyin, karışıma yedirin.

     6- Pişirme tepsisine aldığınız kek hamurunun üzerine vişneleri sıralayın.

     7- Önceden 180 derecede ısıttığınız fırında pişirin.

     8- Kekiniz soğuduktan sonra, üzerine pudra şekeri dökerek servis yapın.